Ve İşte Yaşamı Değerli Kılan Bir An
Ve İşte Yaşamı Değerli Kılan Bir An!
Kamp denilince herkesin zihninde ortak beliren imgeler vardır. Mesela renklerden yeşil ve mavi dolar zihne, düşüncesi dahi içi açar. Klavyelerde yer alan emojilerdeki dağ, çadır ve öndeki iki üç parça odun da bunlardan biridir. Kamp ateşi öyle bir konu ki kampla ilgisi olmayanlara dahi heyecan verir. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an dedirtir çünkü...
Bulunduğunuz yer elbette farklılıklar gösterecektir ama biz hayalimizi ortak bir zemine indirgeyerek kuralım. Mevsim gereği güzel bir sonbahar kampına doğru ilerleyelim. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an başlıyor...
Kamp olarak belirlediğiniz noktaya geldiğinizde havanın şehre göre birkaç derece daha serin olduğunu fark edersiniz. Gece daha da düşecektir bu ısı ve haliyle ateş yakmak kaçınılmaz olacaktır. Kaçınılmaz diye özellikle söyledim… Her ne kadar kamp ateşi büyük bir mutluluk olsa da özel durumlar ya da bu tip zorunlu durumlar dışında yakılması pek tercih edilmez. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an...
Kampımıza dönecek olursak, mevsim gereği çok fazla kuru ot ve düşmüş odun parçası bulunacak bir mevsimdeyiz. Eğer yeteri kadar kurulduysak sıra odun toplama işine gelebilir. Ama çıkmadan önce Tanto Bushcraft Odun Çantası, eldiven ve bir bıçak almak gerekir. Hazırlıklar tamamsa o zaman mıntıka bölgesinden çok uzaklaşmadan gezintiye çıkabiliriz. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an...
Gözüne iliştirdiğiniz bir patikadan dalarsınız ormanın içine ve bir yandan yerleri kolaçan edersiniz çantaya atmalık odun var mı diye… Bir yandan da ormanın büyüsüne kapılırsınız. Yeşilden sarıya, sarıdan turuncuya, turuncudan kahverengiye çalan renklerin büyüsüyle ilerlersiniz. İlerledikçe ayağınızın altında hışır hışır eden yaprak sesleri ile daha yavaş atarsınız adımlarınızı. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an...
Bu büyüye kapılıp çok uzaklaşmamakta fayda var, şayet bölgeyi yeteri kadar tanımıyorsanız. Şehirdeki tabelalar ormanda yok ve yön duygularımızın da navigasyon kullanımıyla bir miktar köreldiğini kabul etmek lazım. :) Gerekli uyarıları da yaptıysak elimizde de eldivenimiz varsa bulduğumuz odunları çantaya dizebiliriz.
Korkmadan çantaya atabiliriz odunları, çünkü 50-60 kg taşıma kapasitesine sahip. Tabii bu bilgiye dayanarak çantayı doldurmanız çok normal ancak kendi taşıma kapasitenizi de göz önüne almak gerek. Yeteri kadar odun toplandıysa, ormanın büyüsüne kapılıp kamp günlüğüne giriş yapıldıysa artık dönebiliriz. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an...
Daha önce ateş yakılmış bir bölge varsa önceliğimiz orası olur. Yoksa ağaç altı olmayan, taşlarla zemin düzenlemesi yapılıp bir ateş kutusunda ateş yakma işlemine girişilir. Bölge şayet rüzgarlıysa ateşe siper etmek üzere yine odun taşıma çantasını kullanabiliriz. Ateş kutusuna belli bir mesafe koyarak, rüzgarın geldiği yöne göre odun taşıma çantasını dik bir şekilde konumlandırabiliriz. Mumlu canvas kumaşı sayesinde dik bir şekilde rahatlıkla duracaktır. Ateş yakıldıysa artık sıra, su kaynatıp kahve keyfine ya da arzuya göre çay keyfine geçmekte olacaktır. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an...
Şehirde yaşadıkça kendimizi doğadan soyutluyoruz, sanki doğanın bir parçası değilmişiz gibi konumlandırıyoruz. Oysa parçasıyız, içindeyiz. şehirden kaçışlar arttıkça kendinizi daha fazla evinizde hissettiğiniz olmadı mı hiç? Mutlaka olmuştur. Hatta her gidişinizde ormanla, doğayla, gökyüzüyle daha fazla bağ kurduğunuzu fark etmişsinizdir. Hatta bunun bir göstergesi olarak fiziki temaslarınız artmıştır. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an...
Bazen kampta öyle bir an gelir ki, tepede güneşi görürsünüz ve çok düşünmezsiniz. Yerin nemini kontrol edersiniz, biraz nemliyse hemen odun taşıma çantanızı yere serersiniz ve üzerine uzanırsınız. Toprak, siz ve gözünüzün gördüğü kadarıyla gökyüzü vardır karşınızda. Unutulmaz ve yaşamınızı değerli kılan bir andasınızdır. Ve işte yaşamı değerli kılan bir an... Nicelerine… :)
Yaşadığınızı hissedeceğiniz anlara değer katan ürünlerle Tanto Bushcraft yanınızda…